Ameliyatsız Kalp Deliği Kapatılması
Kalpteki sol ve sağ kulakçıkların (sol atrium ve sağ atrium) arasındaki duvarda açıklık olmasına atriyal septal defekt (ASD) denir. Sol atriumun basıncı, sağ atriumdan biraz fazla olduğundan, normalde soldan sağa anormal kan geçişi olur. Bu yüzden akciğerlerde oksijenlenmiş kanın bir kısmı aort ile organlarımıza gönderileceğine, bu açıklıktan kısa devre yaparak tekrar sağ kalbe (oradanda akciğerlere) geçiş yapar. Bu olay yıllar içinde akciğere giden kanın artmasına bağlı olarak kalp içindeki basınç dengelerini değiştirir, akciğer damarlarında basınç yükselmesine, bazı kalp boşluklarının büyümesine neden olabilir.
Ventriküler septal defekt (VSD) kalbin iki karıncığı arasındaki duvarda açıklık (delik) olmasıdır. Bu açıklık vasıtasıyla sol ventriküldeki temiz kan (oksijenlenmiş kan) sağ kalbe, buradan da akciğerlere gider.Delik değişik çaplarda olabilir. Deliğin büyük olduğu durumlarda geçen kan, bir taraftan akciğer atardamarlarında basınç yükselmesine sebep olur, diğer taraftan artan kan akımı kalbin daha fazla çalışmasına ve daha fazla yorulmasına sebep olur.
Kalp delikleri genellikle çoçukluk döneminde belirti ve bulgu vermektedir. Bu dönemde en önemli bulgu büyüme geriliği ve çabuk yorulmadır. Erken dönemde tanı alan hastalar çocukluk döneminde tedavi edilmekle birlikte bazı hastalarda belirtiler yirmili yaşlardan sonra başlar. Bazende başka bir nedenle muayene edildiği sırada kalbinde üfürüm saptanması üzerine tesadüfen tanı almaktadır. Kalbinde delik olan hastalar genellikle çabuk yorulma, çarpıntı, nefes darlığı gibi şikayetlerle kendisini göstermektedir.
Tanı için en önemli tetkik ekokardiyografi (kalp ultrasonu)’dur.
Eskiden bu hastalarda tek tedavi biçimi açık kalp ameliyatıydı. Son zamanlarda anjiyografiye benzer bir işlemle kasık damarından girilerek özel cihazlarla kalp de bulunan delikler kapatılabilmektedir. Şemsiyeye benzeyen bu cihazlar her iki tarafta açılarak iki boşluğun birbiriyle olan ilişkisi kesilmiş olur. Bu şekilde hastanın göğüs kafesi açılmadan, çok kısa sürede tedavisi yapılabilmekte ve taburcu edilebilmektedir. Hasta işlemden sonra 1-2 gün içerisinde normal hayatına devam edecek hale gelmektedir.